Moskova’nın dünyaca ünlü kukla tiyatrosunda
yıllar önce gördüğüm “Nuh’un Gemisi” (ya da Teknesi) adlı kukla oyununu
unutamam.
İnsan türünden sadece Nuh’un, karısının , oğullarının ve gelinlerinin
bindiği teknede, kuklalar arasındaki konuşmalar, çekişmeler, entrikalar,
tutkulu yatak sohbetleri olağanüstüydü…
Densizliklerinden ötürü Tanrı’nın gazabına
uğrayan insan soyunun son temsilcileri, fındık kadar tekne azgın sular
üstünde çalkanırken de başlarına gelenlerden ders almamış gibiydiler…
Nitekim insanlığın Tufan sonrasındaki
tarihi de bu aymazlığın örnekleriyle dolup taşmada…
*** *** ***
Bizde Tufan’la ilgili söylenceler,
özellikle son zamanlarda, her şey için olduğu gibi, Kuran’a dayandırılıyor…
Oysa bu söylence, İslam’dan çok önce
İncil’de ve Tevrat’ta; onlardan da önce belli başlı bütün eski inanışlarda,
bütün dünya halklarının mitolojilerinde yer almıştır.
Örneğin en
eski Türk(Altay) söylencelerinde Tufan’a Taşkın denirmiş.
Buna göre, Tufan’a haber veren “demir
boynuzlu kök teke”imiş…
Bu teke,yedi gün acı acı meleyerek
dünyanın çevresinde dolaşıp insanlığı silip süpürecek Taşkın’ın
haber verirken, yedi gün deprem olmuş, yedi gün dağlardan ateş
fışkırmış…
Bu söylenceler, masallar, insanlığın
kültür tarihinin kaynakları, temelleridir.
Onları incelemek,farklı halkların nasıl
aynı imgelemin(hayal yetisinin) çevresinde buluştuğunu görmek, bütün insanlığın
nasıl aynı büyük ailenin bireylerinden oluştuğunu duyumsamak heyecan vericidir…
Fakat masalın masal, söylencenin
söylence olduğunu bilmek koşuluyla…
Ona bilimsellik, kutsallık,
dokunulmazlık yakıştırıp üstelik tek bir inanışın çerçevesine sokuşturmaksızın…
***
***
***
Birkaç ay kadar önce “Sol” gazetesinin kesip
sakladığım haberine göre
Şırnak Üniversitesi bu yılın
27-29 Eylül tarihlerinde “Hz.Nuh ve Cudi Dağı Sempozyumu” başlığı ile uluslar
arası bir sempozyum düzenliyormuş.
Ne güzel!
Haberden öğrendiğimize göre Cumhurbaşkanı,
Kültür Bakanı ve Diyanet İşleri Başkanı da, amacının daha çok yörenin turizm gelirlerini arttırmak olduğu anlaşılan
sempozyumun onur konukları olacakmış.
Aynı haberden, üniversite öncülüğündeki
sempozyumun destekçi ve sponsorları arasında Şırnak Valiliği,Şırnak Belediyesi,
Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası ve Dicle Kalkınma Ajansı bulunuyor.
YÖK bütün üniversitelere gönderilen bir
yazıyla sempozyumu çok önceden duyuruyor.
İnternette daha ayrıntılı bilgilere de ulaşabilirsiniz.
Örneğin Giresun Valiliğinin, Kırşehir Ahi
Evran Üniversitesinin sitelerinde
Sempozyumun duyurusunu
buluyoruz…
İnsanın bu büyük tanıtım başarısı
için Şırnak Üniversite rektörlüğüne aşk
olsun! diyesi geliyor…
Gerçi Tufan’la ilgili sempozyum üniversitenin
2013 yılı sempozyum programının tek etkinliği imiş…
Olsun!..
Üç
gün süresince Nuh’un teknesinin kalıntılarının Ağrı Dağında mı, yoksa Kuran’da
yazılı olduğu gibi Şırnak ve Silopi ilçe merkezleri arasında bulunan
Cudi Dağında mı bulunduğu
tartışılacak ve inşallah(belki onur konuk larının
da
katkılarıyla ) bilimsel sonuca ulaşılacaktır…
Son olarak sempozyumdaki bilimsel tartışma
konularını da sıralayalım:
“İlahi kitplarda Hz.Nuh,
Tufan,Gemi ve Cudi Dağı”, “Tufanın Zamanı, Süresi ve Etki Alanı”,”Tufanın Dünya
Tarihi Üzerindeki Etkisi”, “Tufan Sonrası Yaşananlar”…
*** *** ***
Moskova’da görüp unutamadığım
kukla tiyatrosu oyununa dönecek olursam…
Hem çocuklar hem büyükler
için eşsiz bir şölendi bu…
Şırnak’taki sempozyumla ne
ilişkisi var diye sorabilirsiniz…
Her şeyi bir kukla tiyatrosu dekoru ve
atmosferinde göz önüne getirecek olursanız, yanıt zaten verilmiş olacaktır…
Ataol Behramoğlu/Cumartesi Yazıları/250513
Avukatlar bugün ve yarın Türkiye Barolar Birliği
Başkanını ve Yönetim Kurulunu seçecekler. Düşüncemi geçen haftaki yazımda
belirtmiştim. Tekrar ediyor, yapay bir İstanbul-Ankara ayrılığı yaratılarak oyların bölünmemesini diliyorum.
Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.