Goethe’nin son sözlerinin “Biraz daha
ışık…”olduğu söylenir.
Bunun
bir söylenti mi, gerçek mi olduğunu bilmiyorum.
Fakat ölümün bir başka adının karanlık
olduğunda kuşku yok.
Yaşam ise öncelikle ışık, aydınlık demektir…
*** *** ***
Aydınlanma kavramı toplumsal ve felsefi
anlamıyla 18. yy. Fransız aydınlanmacılarıyla başlıyor.
Daha öncesi eski Yunan felsefesidir.
Aydınlanma, akıl demektir.
İnsan yeryüzündeki karanlığı aklıyla
aydınlatmaya koyulmuştur.
Benimle bugünlerde yapılan bir söyleşide
“Neyin mucidi olmak isterdiniz?” sorusunu, “Ateşin…” diye yanıtladım.
Ateşi keşfeden insan, dünyayı aydınlatma yolunda ilk adımı atan
kişidir.
Karanlığı kendi becerisiyle
aydınlatabildiğini gören insan, kendinde, insan oluşunda , tanrısal bir gücün
varlığını da duyumsamış olmalıdır…
*** *** ***
Eski Yunan düşünürleri, dünyayı, evreni,
insanı, inançlarla, mitlerle, söylencelerle değil, akılla, maddeyle, mantıkla,
açıklamaya çalıştılar.
İnsanın insanlaşma sürecinde en sağlam
altyapı katmanı, bu düşüncelerin toplamıdır.
Aydınlanmanın temeli, bu akılsal
arayışlar ve buluşlardır.
İnsanlaşma dediğimiz şey, bir aydınlanma
sürecidir.
Bu süreç devam ediyor ve belki hiçbir
zaman sona ermeyecek.
Çünkü aydınlanmanın sona erdiği yerde
yaşam tekrara dönüşmüş olur.
Dünyanın ışığına gözlerini açan her
yeni bebek, aydınlanma yolunda yeni bir olanak demektir.
Aydınlanma arayıştır, yenilenmedir,
bitimsiz ve doyumsuz bir keşif ve yaratış
ve yaratılış olgusudur…
*** *** ***
Goethe kendi çağında, kendi kişisel
yaşamında, aydınlanmanın ışığını en ilerilere taşımış bir düşünür ve
yaratıcıydı.
Biraz daha ışık isteği, ölüm
bilinmezliğinin karanlığı karşısında doğaötesi bir korku ya da ürpertiden çok,
aklın aydınlığını biraz daha yaşamak tutkusuyla;
araştırmayı, düşünmeyi,
yaratmayı biraz daha sürdürmek arzusuyla ilgili olmalı…
Fakat eninde sonunda bu bir bayrak yarışı
gibidir kuşkusuz…
Geçmişten aldığımız aydınlanma mirasını
her yeni kuşak kendi katkılarıyla geleceğe taşıyacaktır…
Geleceğin karanlık belirsizliği, tıpkı
ölümünki gibi, belki hiçbir zaman tam olarak aydınlanmayacak.
Belki bir şeyler hep belirsiz ve karanlık
kalacak…
Fakat insan araştırmaktan, yeniyi
araştırma tutkusundan, karanlığı aydınlatma arzusundan hiçbir zaman
vazgeçmeyecek…
Çünkü aydınlanma savaşımın bir parçası
olmak, karanlığı bir ucundan da olsa aydınlatma savaşımında bir sıra neferi
bile olabilmek, insan olarak yaşanabilecek hazların en büyüklerindendir…
Günümüz dünyasının egemen güçleri, adları
ve sanlarıyla söyleyecek olursak kapitalizm ve emperyalizm, dünyayı yeni bir
ortaçağ karanlığına doğru sürüklemekteyken, insanlığın büyük aydınlanma
mirasının bayraktarı olabilenlere ne
mutlu!
Ateşi keşfeden insanın günümüzdeki
sürdürümcüleri onlardır…
Pazar Söyleşileri/231212
Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..
Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.