31 Ekim 2016 Pazartesi

ÖZGÜR


Son birkaç hafta bir dinleti-söyleşi maratonu olarak geçti ve devam etmekte... .
Fakat yüz metre hızıyla yapılan bir maraton...
İki hafta önceden, 14 Ekim’den başlayalım:
Edirne Bahçeşehir ve Beykent kolejlerinde salonlar dolusu öğrencilerle ve öğretmenleriyle şiir ve yaşam üzerine söyleşiler.
Özellikle ortaokul öğrencilerinin soruları ve benim sorularıma yanıtlarını çok ilginç ve zekice buldum.
Liseliler ise nedense çekingendi biraz. Bu nedenle onlara arada bir takılmaktan, ortaokullularla yarışa kışkırtmaktan geri kalmadım...
15 Ekim Cumartesi Edirne Kitap Fuarı’nda Onur’la birlikte Cumhıuritet ve Şiir konusunda konuştuk.
21 Ekim’de Ankara’da, Ankara Tabip Odasından arkadaşlarla buluştuk. Tutuklu yazarların özgürlüğe kavuşması için en öndesavaşım veren sevgili Dr.Ayşegül Tözeren ve Ankara Tabip Odası genel sekreteri değerli Dr.Mine Önal başta olmak üzere bütün hekim arkadaşlarıma buradan selamlarımı gönderiyorum.
Aynı gün Ankara’dan Eskişehir’e geçtim ve bu örnek kentimizde Lyons’un beni onurlandıran Cuymhuriyet sözcüsü madalyasını aldım.
Çok sevgili Yılmaz Büyükerşen ve Odun Pazarı’nın belediye başkanı,değerli dostum Kâzım Kurt’la gönendirici saohbetlerimiz oldu.
Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’i yeniden yarattığını biliyoruz. K^zım Kurt’un her mahalleye yaptırdığı kültürmerkezlerine ise hayran kaldım.
Büyükerşen, Kâzım Kurt ve Tepebaşının değerli belediye başkanı Ahmet Ataç, bu kentimizin tarihine efsane isimler olarak yazıldılar çoktan...
24 Pazartesi Hatay’da bu kez Ted Koleji öğrencileriyle söyleştik. Gece ise Haluk’la öğrenci velilerinebir dinleti sunduk...
Hepsi çok güzeldi... Fakat hepsinden en güzeli Ted’in “Hayvan Dostlarımız Bahçesi”nde Özgür’letanışmamızdı...
Bu tanışmanınöyküsünü sona bıreakıp maratonu tamamlayayım...
27 Perşembe İstanbul-AydınÜniversitesinde çok değerli öğretim üyesi arkadaşlarla, değerli Prof.Dr.Necat Birinci’nin moderatörlüğünde yine cumhuriyetve şiir konulu bir oturumakatıldıktanhemnen sonra Ankara Sanat Tiyatrosunda gitarınefsane ismi Ahmet Kanneci ‘yle vebirgenç gitarist arkadaşımızla şiir-müzik dinletisi için Ankara’ya uçtum.Büyük çoğunluğunu Ankara CUMOK’un oluşturduğu izleyici topluluğu müthişti...Unutulmaz bir buluşma yaşadık...Hepsine teşekkürler...
Ertesi sabah Köyceğiz’de, ilk kez gördüğümbu büyüleyici ilçemizdebu kez Haluk’la izleyici karşısındaydık...
Ertesi gün kitap fuarı içinAntalya-Konyaaltında sevgili okurlarınmla buluştum ve şu anda Antalya-İstanbul üzerinden aktarmalı uçuşla Düsseldorf’a giderek ertesi akşam Köln’de Tarık Akan’ımızıı anmak üzere, Ataürk Hava Limanında, tanımdaığım bir lanet bilgisayarda, tuşlara çekiçle çivi çakarcasına basarak bu satırları yazıyorum...
Gelelim Özgür’le tanışmamızın öyküsüne...
Sözünü ettiğim bahçede tek başına yaşamakta olan bu kara keçinin, bir gün kapının kişlidini her nasılsa açarak öğrencilerin arasına karıştığını öğrenince, onu mutlaka görmek istedim..
Daha giderken ve bir adı olmadığını öğrendiğimde , adı ÖZGÜR olsun dedim...
Karşılaştık ve arka ayakları üzerine kalktığında neredeyse aynı boyda olarak, kırk yıllık dostmuşuz gibi ön ayklarını omuzlarıma koydu...
Göz göze bakıştık...
Alnının iki köşesindeki grimsi gözlerini orada öpmek o sırada aklıma gelmedi ama, ona şimdi buradan en çtyen sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum..
Z.incirini kırmayı başaran bu sevgili “hayvan”ın, biz “insan”lara örnek olmasını dileyerek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.