7 Temmuz 2013 Pazar

CIVILDAŞMAK…


       Geçen hafta yazdığım gibi bir süredir cıvıltı korosundayım.
       Başka dillerden sözcüklerin Türkçe karşılıklarına ilişkin olarak değerli okurlarımdan hem geçen haftaki yazıma, hem de “twitter”dan iletiler aldım.
     Köşedeki yerim olanak verdiği ölçüde bazılarını paylaşmak isterim.
     Sayın Gözde Dedeoğlu “mesaj” karşılığı olarak “ileti”, “forward” için “yönlendirme”, kimi kez “gönderme” sözcüklerini kullandığını bildiriyor.
      “İleti” zaten tutmuş bir sözcük.
       “Forward” için “yönlendirme” bana da çok uygun görünüyor.
        Dikkatli okur, yukarıda “yabancı diller” yerine “başka diller” demeği yeğlediğimi ayrımsamış olabilir.
       Bütün diller insancadır. Hiçbir dil bir öteki için yabancı olamaz…
       Fakat hiç kuşkusuz her dilin korunması gereken  kendi özgünlükleri, özellikleri vardır.
       Türkçemiz başka dillerin “destursuz” girdiği bir geçiş alanı, serbest bölge olmamalıdır…

                   ***                  ***                   ***
      Bir başka okurum, sayın Hüseyin Meşeci, “Google” ileti sitesinde “forward” yerine “yönlendir” denildiğini belirtirken “twitter” karşılığı olarak da “esprili” bir yaklaşımla “ötüşken site”yi önerir gibi…  
     Neden olmasın?
     Dil biraz da alışkanlıklarımızla ilgili değil mi?
     “Tayyare”ye alışan kulaklara  “uçak” en başta kuşkusuz çok yadırgatıcı gelmiştir.
     Azeri dostlar, Rusçada “kendi uçan” anlamında “samolyot diyorlar.
      Anahtara “açar” dediklerine göre, şu samolyot’u da uçakla değiştirmelerini öneririm…
      Sayın Meşeci’nin iletisinde şöyle bir tümce var:
     “İletişim güvercinleri sanal alemde birbirlerine seslerini duyurmaya çalışırlarken, alıcı kuşlar da boş durmuyorlar. Çarşının kartalı bile gagalanmaya çalışılıyor…”
     Bu konudaki düşüncemi yazımın sonuna bırakıyorum…
            
         
   ***                                     ***                       **
Zaman zaman dil konusunda ileti ve uyarılarını aldığım sayın Tarık Konal, son bir kaç iletisinde, bu sütunda yayınlanan “Hangi Haber Nasıl Verilmeli?” yazıma  ilişkin olarak ve “haber” yerine  “duyut”sözcüğünü kullanarak gazetemizden örneklerle önerilerini sıralıyor:
          “Performans testi” yerine “Başarımgücü sınaması”
           “Rekabette garabet” yerine “Alışılmışın dışında bir çekişme”…
            “Muhalefetin sponsorları” yerine “Karşıcılların parasal destekçileri”…
             “Namağlup kupa” yerine “Yenilgisiz kazanılmış kupa”…
             “Tahliye edilenler, göreve iade” yerine “Salıverilenler görevlerine döndü…”  vb…
            Sayın Konal bir başka iletisinde de (başta değerli hekimim Prof Dr.Bingür Sönmez ve konuyla ilgili bütün hekim arkadaşlarımın dikkatine!) “baypas” yerine “damar aktarımı”, “anjiyö” yerine “damar içi görüntüleme” sözcüklerini öneriyor…
            Dilin çok hassas, nazik, duyarlı bir konu olduğunda  kuşku yok…
            Kendi payıma sayın Konal’ın duyarlılığına saygı duyuyorum ve hem yöntemini hem de  önerilerinin çoğunu kabul etmeye yatkınım…
             Bence bu türden gözlem ve çalışmalarını kitaplaştırmalıdır…

       ***                                       ***                         ***
     Gelelim “ötüşken site”mize…
     İzleyici sayısı yaklaşık iki haftada 1180 olmuş.
      Büyük  ve gittikçe artan bir sorumluluk bu…
     Oradaki haberleşme olanağını doğru ve yerinde kullanmak gerekiyor.
     İnanılmaz, baş döndürücü bir haber akışı…
     Zamanı da doğru ve tutumlu kullanmak gerekli…
     Değerli okurum Meşeci’nin söz ettiği “alıcı kuşlar”a pek fazla bulaşmadan…
     Onlala yararsız ağız dalaşlarına girmeden…
     Elden geldiğince doğru, özlü, yerinde saptamalar yapmaya çalışarak…
      Daha doğru, daha adil bir Türkiye’ye ve dünyaya, dünden biraz daha umutlu olarak…


Ataol Behramoğlu/Pazar Söyleşileri/070713
Twitter: @A_Behramoglu

   
     

Duyuru: Bu gün 17.30’da Kadıköy’de Gazdanadam Şenliğinde buluşuyoruz.

 Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.