13 Ocak 2018 Cumartesi

ŞİİR NEYLE YAZILIR? | Ataol Behramoğlu | Cumartesi | 13.01.18


Bu da soru mu, bilmeyecek ne var diyenleriniz olacaktır; şiir elbette sözcüklerle yazılır…
Bu yanıtı yeterli bulmayanlar; tamam da, ama nasıl sözcükler, diye ekleyeceklerdir; her sözcük şiire girer mi; sözcüklerin yan yana, alt alta sıralanması şiir olmalarına yeter mi?
Elbette yetmez diye devam edilecektir; sözcükler kavramları içerdiğine göre bu kavramların şiir olabilmesi için aralarında şiirsel bir bağ olmalıdır…
Burada iş biraz karışmaktadır… Şiirsel bağ ne demek?
Konuyla daha yakından ilgili olanlar, mecaz,metafor diyerek söze karışacaklardır… Kavramların şiir olabilmesi için metafor oluşturmaları gerekiyor…
Metafor, yani çarpıcı benzetme… Bizim Divan şiirimiz metaforla dolup taşar.Modern Batı şiirinin, bizim 1950’lerde başlıca akım olup etkileri günümüzde de sürmekte olan modernist şiirimizin önde gelen zenginliklerinden biri de bu metafor bolluğudur.
Konuyu daha da derinleştirerek, metafor ancak imgeye dönüşürse şiir ortaya çıkar diyenler de olacaktır.
Böylece sözcükten başlayarak imgeye gelmiş oluyoruz…

***
Peki, imge nedir, sözcükten farkı nerede, nasıl oluşuyor?
Sözcükler kavramları içerdiğine göre onlardan mecaz yapılabilmesini anlıyoruz.
Çünkü eninde sonunda mecaz da ata sözü gibi bir şey, güçlü bir benzetme, .kavramlarla açıklanabilecek bir söz toplamıdır.
İmgeninse kavramsal karşılığı yoktur; ya da kavrama indirgenemez.
Metafor açıklanabilir. İmge tam olarak açıklanamaz.
Aragon’un cepheye giden askerlerden söz ettiği bir şiirinde “Kuzey Garı onları yedi” diye bir dize vardır…
Burada gözerimizin önünde, çoğu, belki hiçbir geri gelmeyecek vagonlar dolusu insan görüntüsü canlanır.
Böylece sayısız acı, sayısız öykü, üstelik hiç de ilginçliği olmayan sıradan bir fiille (“yemek” fiiliyle)gözlerimizin önünde canlandırılmaktadır..
. Kuzey Garı(Gare du Nord) sanki insan yutan bir canavar ağzına dönüşmektedir.
Tartışmasız, bir imgedir bu. Üstelik çok etkileyici bir imge.
Bir de bizden, Cemal Süreya’nın bir şiirinden, daha öncelerde birkaç kaç kez sözünü ettiğim bir örnek vereyim:
Gülün tam ortasında ağlıyorum”
Bu dizenin, üzüntülü bir aşkın dile getirildiği bir imge olduğu çok açık değil mi?

***
Sözcük(kavram), mecaz(metafor), imge..
Bunlara sözcüklerin dış yüzünü oluşturan ses (melodik) özelliklerini de ekleyelim.
Böylece şiiri oluşturan temel unsurları sıralamış oluyoruz.
Şiir bütün bu unsurların bütünüdür.
Sözcük(kavram) bilgisi ve tutarlılığı, ses örgüsü, metafor yapma ustalığı şiirin temel gereksinimleridir.
Denebilir ki alfabesidir…
Bunlarsız şiir olmaz.
Fakat sadece onlarla da olmaz…
Asıl unsur imgedir.
İmgeninse yapay olmayan, hakiki bir duygu ve kavram dokusuna sahip olması gerekir.
Zaten böyle bir doku yoksa, sözü edilebilecek olan şiir değil ilginç metaforlar ve söz ustalıklarıdır…

Son şiir kitabım “Ne Çok Hain”deki şiirleri paylaşmak üzere 6 Ocak’ta Kadıköy CKM’de gerçekleşen muhteşem buluşmanın yaratıcıları olan başta Emel Korkmaz ve Gülsüm Elvan anneler ve yürüyüş dörtlüklerimden biriyle buluşmayı selamlayan sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere Genco Erkal, Rutkay Aziz, Orhan Aydın, Ekrem Ataer,Levent Üzümcü, Meltem Cumbul, Tuna Kiremitçi-Elif Dubaz, Ebru Saçar, Sanatçılar Yürüyor Topluluğu, Haluk Çetin ve Selçuk Korku’ya; Kadıköy Belediyesinin değerli başkanı Aykurt Nuhoğlu’ya, Kültür Dairesine, Sedef Narçın’a, Elif Akkaya’ya, ses ve ışık teknisyenlerine, programı baştan sona canlı yayınla milyonlara ulaştıran Halk TV ekibi ve Tuba Emlek’ ve salonu dolduran, yüzlercesi yer kalmadığı için içeri giremeyen bini aşkın şiir sever ve yurtsevere en içten sevgi, saygı ve teşekkürlerimle.


Buluşma videosu Youtube’da izlenebilecek. A.B

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.