8 Nisan 2017 Cumartesi

YAP BOZ’UN PARÇALARI YERİNE OTURURKEN


   İngilizce-Türkçe sözlükte “puzzle”(pazıl) karşılığı olarak bulmaca deniliyorsa da,  aynı adla  anılan oyun “yap boz oyunu”diye adlandırılıyor. Bu yazının konusu bakımından da oyun ve yap boz sözcükleri daha uygun. Çünkü özelliği  bulmacadan çok bilinçli olarak karıştırılıp yeniden yapılandırılmaya dayanan bir oyun karşısındayız.
                                              ***                         ***
   Önce Irak  hedef seçildi.
   Bahane, Irak diktatörünün kimyasal silah kullandığıydı.
   Bunun ne kadar gerçek ne kadar yalan olduğu da bulanık kaldı.
   Sonuç: Bölünüp parçalanan bir ülke.
   Sayısı milyonla ifade edilen insan ölümü.
   Bir ülkenin  bir yap boz oyununda gibi  kültürüyle, insanıyla, coğrafyasıyla param parça edilmesi ve sonra yine tıpkı  bir yaz boz oyununda gibi emperyalizmin  çıkarları doğrultusunda yeniden  kurgulanması…

                                                 ***             ***
       Ardından Libya, onun ardından Suriye.
      Libya ülke olmaktan çıktı. Haritada ne olduğu belirsiz bir coğrafya parçası olarak duruyor.
      Suriye yönetimi beklenmedik bir direniş gösterdi.  Rusya  desteği  bu direnişi daha da güçlendirdi. Bu destek  yazboz  oyununun sonunu  getirmiş gibi görünürken bu kez  yine bir kimyasal silah kullanma haberi ve hemen ardından ABD saldırısı….
      Saldırının önceden planlandığı iddia ediliyor.
      Bush Saddam yönetimini ve Saddam’ın kendisini yok etmişti.  Şimdiki başkan  aynı sonuca Esad yönetimi ve Esad’ın kendisi bakımından ulaşmayı hayal ediyor olamaz mı?

                                             ***                       ***
     Siyaset bilimci, Ortadoğu uzmanı, jeopolitisyen  ya da  tarihçi olarak değil, sadece aklımı kullanarak oyunun  parçalarının bir araya getirmeye çalışıyorum…
      Şimdi, yukarıdaki senaryoda Türkiye’nin rolünü  ve olası sonuçlarını anlamaya çalışalım.
      Baştan alalım ve sorularımızı sıralayalım:
     Bush AKP Başkanlığı dışında hiçbir titri yokken Recep Tayyip Erdoğan’ı neden Beyaz Saray’a davet edip  ağırladı?
      Yoksa Samuel  Huntigton’ın,  alt başlığı “dünya düzeninin yeniden kurulması” olan “Medeniyetler Çatışması” adlı kitabında tanımladığı “karşı-Atatürk”  Tayyip Erdoğan mıydı?
      Parlamento dışındaki AKP’nin seçimlerden çoğunluk partisi olarak çıkacağı besbelliyken koalisyon ortağı  MHP’nin başkanı Bahçeli’nin , sonucu kendi partisini de parlamento dışında bırakacak bir erken seçim önerisiyle koalisyonu bozması sadece bir siyasal körlük olgusu muydu?
     Türkiye’nin Irak’a müdahalesi  konusunda  başbakanlıkça hazırlanan  tezkerenin  1 Mart 2003’te TBMM’nde  beklenmedik reddinin Bush yönetiminde ve  defalarca dile getirdiği üzere Tayyip Erdoğan’da yarattığı  hayal kırıklığı, parlamentoyu işlevsiz bırakacak bir tek adam rejimi projesinin
(daha da  önceden değilse eğer ) o sırada tasarlanmaya başlanmış olabileceğini akla getirmiyor mu?
          Obama yönetimi döneminde bir ölçüde küllenen bu projenin Trump yönetimiyle birlikte (yine   2002 erken seçiminin mimarı olan politikacı tarafından) beklenmedik biçimde gündeme getirilmesini ve  aynı kişinin  kısa süre  önce ateşli karşıtı olduğu projenin bu  kez ateşli   savunucusu olmasın ı nasıl açıklayacağız?
           Bütün bunlar birer rastlantı mı, yoksa bir yaz boz oyununun, yıkıp  kendi hesapları doğrultusunda  yeniden  kurma  projesinin parçaları mı?
             
                                           ***                                                 ***
      Propaganda çalışmaları olanca hızıyla ve çok büyük ölçüde tek taraflı olarak devam ediyor.
       Evetçi  çığırtkanlığın tek bir inandırıcı gerekçesi yok.
       Tayyip Erdoğan anayasal suç işleyerek  bu beyin yıkama  ve göz boyama, göz korkutma operasyonunda  bir tarafın en başında yer alıyor.
          Yap boz oyununun parçaları olarak Hollanda, Almanya krizlerinden sonra şimdi  Trump yönetiminin saldırısı da kurguda yerini almış oluyor.
           Ülkemiz, parlamentonun işlevsizleştirilip bütün yetkilerin tek elde(bir diktatörde) toplanacağı  ucube bir sistemin hedeflendiği   ve amaçlanan sonuçlara ulaşıldığında  bu diktatörün de benzerleri  gibi tasfiye edileceğinin  hiç kuşkusuz hesaplandığı  bir kurguya kurban seçilmiş olarak 16 Nisan  halk oylamasına doğru yol alıyor….

         
        Ataol Behramoğlu/Cumartesi/080417
      

       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.