2 Şubat 2013 Cumartesi

FAHRİ DOKTOR




     
 Fahri doktor,  cübbesini giydikten sonra şöyle konuştu:
     “Parlamentoda bir milletvekili , sanıyorum kariyeri de var.Ama ulus ile millet kavramını birbirine karıştırıyor.Ülkemizdeki Türk için kalkıyor millet, diğeri için ulus diyor. İçerikten haberi yok. Birisi öz Türkçe, diğeri Arapça”.
      Fahri doktorun bu sözlerini  oradaki esas doktorlar, cübbeyi giydiren rektör başta olmak üzere, şiddetle alkışlamış olmalılar.. Ben ise, bu birkaç cümleyi acaba neresinden tutarsak ne anlama geldiğini anlayabiliriz diye düşünüyorum.. Şimdi bu anlama çabasına girişelim…

                                        ***                      
İlk cümleyi bir daha okuyalım: “Parlamentoda bir milletvekili, sanıyorum kariyeri de var …”  Cümledeki  özne  fiilsiz olmakla birlikte, burada bir sorun yok diyebiliriz… Asıl söylenmek istenen ise, herhalde anlamlı bir  “es”ten sonraki  ikinci cümleyle söyleniyor:    “Ama millet ile ulus kavramını birbirine karıştırıyor…” Meram anlaşılmakla birlikte, dilbilgisi bakımından doğrusu şöyle olmalıydı: “Ama millet kavramı ile ulus kavramını birbirine karıştırıyor…” ya da “Millet ve ulus kavramlarını birbirine karıştırıyor..”
        Böyle olmayınca, cümledeki “millet”in de  aynı cümledeki “ulus” gibi bir “kavram” olarak mı,  yoksa milletin kendisi olarak mı kullanıldığı  anlaşılamıyor… Diyeceksiniz ki, adamın ne dediği ortada,  söz konusu parlamenterin bu iki kavramı karıştırdığını söylüyor, işi neden yokuşa sürüyorsunuz…. Böyle bir eleştiriyi haklı bulabilirdim, bu cümleyi kuran kişi sırtında yakaları yaldızlı cübbesiyle konuşan bir fahri doktor değil de , sokaktan geçen rasgele biri olsaydı…

                                               ***                       
      Yukarıdaki  cümlenin içerdiği   tek bir alt anlam olabilir: Millet ve ulus sözcüklerinin iki ayrı kavramı karşıladığı....  Asıl anlam ise, söz edilen  milletvekilinin bu farklı iki kavramı birbirine karıştırdığı, birinin yerine ötekini kullandığı… Derken üçüncü bir  cümle sökün ediyor… “Ülkemizdeki Türk için kalkıyor millet, diğeri için ulus diyor…”
         Dilimizde “tut kelin perçeminden” diye bir deyim vardır.  Fahri doktorun bu cümlesinin acaba neresinden tutmalı…Bir kere, parlamentoda söylenmiş olan söz biçim olarak da içerik olarak bu değil. O cümle, sonrasında da  medyada bin kez tekrarlandığı üzere, aynen şöyledir: “Türk ulusu ile Kürt milliyeti eşit değildir.”Fahri doktorun belli ki kafası çok karışmış. Cümleyi öncelikle, “Türk ulusu ile Kürt milleti eşit değildir ” diye, yani “milliyet” kavramını da “millet” olarak anlamış. Derken bu kafa karışıklığıyla kimin için millet kimin için ulus denildiğini  de karıştırarak, Türk için millet öteki için ulus dendiğini sanmış, ya da aklında öyle kalmış… Ve ortaya “Ülkemizdeki Türk için kalkıyor millet,diğeri için ulus diyor” gibi bir cümle ucubesi çıkmış… 
      Burada belki tek doğru olan, kurduğu bu cümlede, “fahri doktor”un, dilimizdeki bir başka ünlü deyimdeki gibi  “yiğitlik taslarken hırsızlığının ortaya çıkması”… Belli ki  bu kişi   “ülkemizdeki Türk”ü  bir ulusun adı, bir ulusu birleştiren ortak kimlik değil, etnisitelerden biri olarak görüyor… ve olasıdır ki  kendisini etnik aidiyet olarak Türk  saymıyor...  Ulus olarak da Türk  olgusunu  kabul etmediğine göre, acaba hangi ulusun mensubudur? Söz gelimi, Anadolu ve Rumeli İslam Cumhuriyesi desek?..

                                               ***                                     
        Sonraki iki cümle ise  her şeyi bir kez daha tepe taklak ediyor. ..Meğer sorun kavram karışıklığı da değil, sözcük karışıklığı imiş…Sözü edilen parlamenterin bilmeyip karıştırdığı şey, bu iki sözcüğün aynı anlama geldiği ve  birinin öz Türkçe ötekinin Arapça olması imiş…
      İnsanın birkaç cümlede böylesine bir dil ve mantık bulamacı yapmayı başarması için herhalde fahri doktor olması gerekiyor…
       Yoksa esas doktor mu demeliydim?

Cumartesi Yazıları/020213

Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.