Bir iç savaşta olabileceğinden daha çok can kaybına yol açmış olsa da sözünü
etmekte olduğum Güneydoğuda sürmekte olan savaş değil.
Bu karşılıklı kırım, yaşanmış ve
yaşanmakta olan bunca acıya karşın çok şükür
hiç değilse şimdilik bir iç savaşa dönüşmedi.
Böyle olmamasının bence başlıca
nedenlerinden biri halkın sağduyusu, bununla
ilişkili olarak bir ikincisi birlikte yaşama istencinin güçlülüğü ve
kaçınılmazlığıdır.
Ayrılma iradesinin maddi temelleri yoksa ya
da eksikse halkları birbirinden ayıramazsınız.
Ülkemizde yaşanmakta olan etnik kökenli
çatışmada görülen budur.
Başka türlü olsa karşılıklı boğazlaşmaya, bir
iç savaşa hiçbir güç engel olamazdı.
***
Buna karşılık bir başka alanda bir iç
savaşın koşulları inatla , kararlılıkla oluşturulup pekiştirilmektedir.
Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta provaları yapılan; “minareler süngümüz”
meydan okuyuşuyla daha geniş bir alana çekileceğinin ilk işareti verilen bir iç
savaştır bu.
Henüz ilan edilmemiş olsa da ilan edilmesi
eli kulağında bir iç savaş…
***
“Dindar ve kindar nesiller yetiştirme”
hedefi bu iç savaşın yol haritasında bir dönüm noktasının adlandırılmasıdır.
Bilimsel düşünen, hümanist, yurtsever
gençler değil, dindar ve kindar nesiller.
Eğitim sistemini bozup değiştirerek bu hedefe
ulaşmada büyük yol aldılar ve almaktalar..
Gezi başkaldırısı sırasında söylenen “halkın yüzde ellisini evlerinde zor
tutuyorum” tehdidi, dolaylı olarak dile
getirilmiş olsa da bir iç savaş
tehdididir aslında.
Burada şaşırtıcı ve düşündürücü olan,
bunları söyleyen kişinin, bugün bulunduğu yerde bulunmakta oluşudur…
Halkın yarısının sizden yana olduğunu
düşünüyorsanız öteki yarısının da yaşamını ilgilendiren bir değerler sistemini
başka türlü nasıl ortadan kaldıracaksınız?
Ve son olarak, en üst perdeden laiklik
karşıtı söylem…
Laiklik kavramının anayasadan çıkarılıp
yerine inançla ilgili kavramların konulmasını istemek, cumhuriyet değerlerinin
yok edilip yerine şeriat hükümlerinin konulması, bir başka deyimle de yine o
çevrelerin kullandığı bir sözle yüz yıla yaklaşan “parantez”in kapatılmasıdır..
Bir iç savaşı göze almadan bunu yapmayı
başarabilme şansınız var mı?
***
Söz konusu çevrelerin yaygınlaştırmaya
çalıştıkları inanç, büyük bir imparatorluğun yıkılıp yerine küçük bir
cumhuriyetin kurulmuş olduğu, bunu yapanların da Cumhuriyetin önder kadroları
olduğudur…
Tarihsel gerçeklik ancak bu
kadar bilinçsizce, bilgisizce ya da kasıtlı olarak tersine çevrilebilir…
İmparatorluğun yıkılmasının nedeni bilimsel devrimler çağının gerisinde
kalmasıdır…
Yerine kurulması başarılan cumhuriyet
ise bir küçülmenin değil, temellerini çağdaşlık değerlerinin oluşturduğu bir
mucizenin adıdır…
Şimdi yok edilmek, ortadan kaldırılmak
istenen, bu yönde küçümsenemeyecek ölçüde de yol alınan bu mucizedir…
Bütün bu çabalar, meydan okumalar, ya
da sıkışıldığında kişisel ve masum gösterilmeye çalışılan açıklamalar, planlı ve uzun zaman içinde ayrıntılarıyla
düşünülmüş bir iç savaş hazırlığının dışa vurumlarından başka bir şey olamaz…
Zamanı geldiği düşünüldüğünde açıkça
ilan edilmekten de çekinilmeyecek bir iç savaşın…
***
Ülkenin bütünüyle yıkımı demek olacak
böyle bir iç savaşa engel olunmasının tek yolu, inancı ve toplumsal(sınıfsal)
aidiyeti ne olursa olsun, cumhuriyetten, aydınlanmadan, çağdaş anlamıyla
insanlık değerlerinden yana olan herkesin, cesur, kararlı, örgütlü
birlikteliğidir…
Bu başarıldığında, karşıda olduğu
iddia edilen kitlenin de, büyük çoğunluğuyla,bu değerlerden yana olduğu
görülecektir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.