İktidardaki partinin sayın milletvekilleri!
Beni ve benim gibi düşünenleri
kaygılandıran, uykularımızı kaçıran, rüyalarımızı kâbusa dönüştüren
sorunlardan aklıma ilk gelenleri, sıra gözetmeksizin,
hiçbir art niyet taşımaksızın, sorular biçiminde sizlere yöneltmek
istedim. Sizden yanıt beklemiyorum. Bu
yanıtları aklınızla ve vicdanınızla baş başa kaldığınızda kendinize verip
vermemek yine kendinizin bileceği şeydir.
1)
Kimilerinin
düşünüp dile getirdiği gibi, Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki Türkiye
Cumhuriyeti bir gerileyiş, tarihin
çöplüğüne atılması gereken bir sapkınlık
dönemi mi; yoksa bütün kurumlarıyla
çökmüş, toprakları işgal edilmiş, başka milletlerin boyunduruğu altına girmiş
bir devletin içinden yenilenerek, çağdaşlaşarak çıkış mıdır?
2)
Laiklik
kavramı yine kimilerinin düşünüp dile getirdiği gibi dinsizlik mi, yoksa din
olgusunu(gerçeğini) kişisel bir vicdan konusu olarak görüp,
toplumsal yaşamı çağdaş bilimin gereklerine göre düzenleyebilmek için
kaçınılmaz bir zorunluluk mudur?
3)
Eğitimde
öncelik,çocuklarımıza okul öncesinden başlayarak dinsel inanış kurallarının öğretilmesi mi; yoksa onlara bilimin,
bütün bir insanlık kültürünün , irdeleyici(araştırıcı) düşünme yönteminin
kazandırılması mı olmalıdır?
4)
Çocuklarınızın, torunlarınızın, günümüzdeki ve
gelecekteki kuşakların “dindar ve kindar” kişiler olarak mı; yoksa bütün
inançlara saygılı, yaşamla ve dünyayla barışık, yurtsever ve insan sever kişiler olarak yetişmelerini mi arzu
edersiniz?
5)
Ülkemizde
yaklaşık yüz elli yıllık bir geçmişi olan parlamenter sistemin ve bu sisteme
bağlı olarak oluşup gelişmiş “kuvvetler ayrılığı” ilkesinin, özetle
demokrasinin, bütün eksiklerine karşın hem ülkemiz hem dünya bakımından en
ileri bir siyasal sistem olduğunu
mu ,yoksa bütün iktidarın tek elde toplanması gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
6)
Atatürk
hakkındaki görüşünüz nedir? Asker, devlet adamı
ve entelektüel kimliğiyle dünya
siyasal literatüründe devrimci bir deha olarak anılan bu kişi
gerçekten üstün niteliklere sahip bir
kurtarıcı mı, yoksa
kimilerinin(alçakça,haince) söyleyip durdukları gibi kimliği belirsiz
ayyaşın teki midir?
7)
Emperyalist
Büyük Orta Doğu projesinin düşünce
babalarından, “Uygarlıklar Çatışması” adlı kitabın yazarı Pentagon
profesörü, Türkiye Atatürk devrimleriyle
ait olduğu yoldan saparak yanlış bir yola girmiştir derken sizce haklı mıydı?
8)
Sizler de
uygarlıklar arasında aşılmaz engeller olduğu, Türkiye’nin hiçbir zaman Batılı
bir toplum olamayacağı görüşünde misiniz? Şu son yıllara kadar İslam toplumlarının örnek aldığı, çoğunluğuyla İslam inancındaki bir ülkenin de
Batılı ve çağdaş olabileceğin tek ve seçkin örneği sayılan ülkemiz , uygarlıklar arasında aşılmaz engeller olduğu
görüşünün yanlışlığını kanıtlamıyor mu?
9)
Bugün içinde
bulunduğumuz Ortadoğu bataklığından hoşnut musunuz? Evinize ya da işinize
giderken rahat mısınız? Kendi içindeki
terörizmle boğuşurken İŞİD cellatlarına
kucak açan,dünyaya terör ihraç eden bir ülke durumuna nasıl geldik?
10)
Neredeyse
bütün komşu ülkelerle neden düşman olduk? Suriye’yle ,Irak’la,Rusya’yla ne
derdimiz vardı?
11)
Fabrikalarının
kapandığı ya da satıldığı, tarım ülkesiyken tarım ve hayvancılık ürününü ithal eder
duruma gelip bu üretim alanlarının bütünüyle can çekiştiği,köylerinin boşalıp
kentlerinin rant uğruna yaşanmaz duruma getirildiği, coğrafyasının delik deşik
edildiği, turizm alanının ölümcül darbeler aldığı bir ülkede yaşamaktan hoşnut
musunuz?
12)
Savaşı değil
barışı savunan bir bildiriyi imzaladılar diye bilim insanlarının işlerinden
atılıp cezaevine tıkılmasını; ayrımcılığa karşı savaşın iç savaş boyutuna
taşınmasını;medyanın , üniversitelerin, yargı kurumunun, en
tepeden en küçük birimine kadar yürütme erkinin büyük çoğunluğuyla kapı
kuluna dönüştürülmesini içinize sindiriyor musunuz?
13) Kadınlara karşı cinayetlerdeki sınırsız
artış,akıl ve vicdan ötesi tecavüzler ve örtbas edilmeleri, bütün bunlar ve
benzerleri sizin döneminizde oldu ve
olmakta…
Bilmiyorum, rahat mısınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.