Bu yılın Mart
ayında Sefer Çetinkaya imzalı uzunca bir elektronik mektup
almıştım. “Hitler Dönemi Almanyası-Erdoğan Dönemi Türkiyesi”
başlıklı bu ilginç mektuptaki( daha doğrusu inceleme
yazısındaki) bazı görüşleri az önce bilgisayarımda bir kez
daha gözden geçirirken sizlerle de paylaşmak istedim.
Sayın Sefer
Çetinkaya, Hitler dönemi Almanya’sına ( özellikle de Nazi
partisinin iktidar ve Hitler’in tek adam oluşuna) ilişkin
bilgileri “Hukuk profesörü Andreas Schwartz’ın gözetiminde
1948’de yayımlanan ‘Hitler’ adlı kitaptan derlediğini
belirtiyor…
Benzerlikler
konusuna girmeden, dikkatimi özellikle çeken bir sözcükle,
“başkomutan” sözcüğüyle başlayayım…
Cumhurbaşkanı
Hindenburg’un 1934’de ölmesiyle, başbakan Hitler
Cumhurbaşkanlığı görevini de üstleniyor ve böylece Alman
ordusunun “başkomutan”ı oluyor…
***
Doğrusu, başbakan
Erdoğan’ın yakın gelecekteki olası cumhurbaşkanlığı ile
birlikte, aynı zamanda da Türkiye ordusunun başkomutanı olacağı
aklıma gelmemişti… Ya da bunu bu sözcüklerle düşünmemiştim…
Anayasa’nın
ilgili bölümüne baktım. Cumhurbaşkanının görev ve
yetkilerinin sıralandığı 104. maddede, şu cümleler de yer
almakta: “Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin Başkomutanlığını temsil etmek, Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin kullanılmasına karar vermek, Genel Kurmay
Başkanı’nı atamak…”
Böylece
Erdoğan’ın olası cumhurbaşkanlığı’nın bir başka boyutu,
yaratabileceği bir başka sorun daha ortaya çıkmış oluyor:
Cumhurbaşkanı,
ordu ilişkisi…
Daha açık
bir deyişle, Türkiye ordusu ile bu ordunun olası başkomutanı
Erdoğan arasında “emir-komuta” ilişkilerinin doğurabileceği
sorunlar…
***
Şimdi, sözünü ettiğim
elektronik mektupta örneklenen koşutluklardan bir bölümüne göz
atalım:
1929 Dünya
Ekonomik bunalımıyla ilişkili olarak Alman ekonomisi de çöküntüde.
1932 başlarında bu ülkede işsiz sayısı 6 milyonu aşmış.
Hitler başkanlığındaki Nazi Partisi bir “toplumsal öfke ve
kaos ortamında” 6 Kasım 1932 seçimleri için alanlara çıkmaya
hazırlanıyor…
Hitler, Alman
gazetelerin tümüne yakınını elinde bulunduran 6 patronla yaptığı
görüşmelerde, 6 Kasım seçiminde partisinin desteklenmesi
karşılığında, iktidara geldiklerinde patronların kredi ve faiz
borçları ile devlete olan vergi borçlarının silineceği vaadinde
bulunuyor ve istediği desteği fazlasıyla elde ediyor…
Bir başka
ilginç nokta ( Naziler tarafından meydanlarda yakılan “Hitler’in
Yolu” adlı bir kitabın yazarı) Demokrat Parti milletvekili
Theodor Heuss’un, Hitler’in yükselişine karşı demokrasi
güçlerini birleştirme çabalarının başarıya ulaşamayışı…
Nazizimin
yıkılışından ve savaşın sona ermesinden sonra Alman Federal
Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığına seçilecek olan öngörülü
devlet adamı ve aydın Theodor Heuss 5 Haziran 1933’te
demokrasiden yana bütün partileri bir toplantıda buluşturarak her
partinin bütün seçim bölgelerinde seçime girmemesi, hangi parti
hangi seçim bölgesinde en güçlüyse öteki partilerin onu
desteklemesi önerisinde bulunuyor…
Fakat bu
toplantı, katılımcıların siyasal hırsı, körlüğü,
bencilliği ve öngörüsüzlüğü sonucunda ne yazık ki bir
demokrasi cephesi kurulamadan ve bir seçim ittifakı
gerçekleştirilemeden dağılıyor…
***
Bu günün
başbakanı, geleceğin olası cumhurbaşkanı ve böylece de Türkiye
ordusunun olası başkomutanı Erdoğan’ın geçen hafta AKP
kurultayında yaptığı konuşma, “demagoji” denilen şeyin
örnekleriyle bir kez daha dolup taşıyor…
Erdoğan sesinin
en üst perdelerinden, Irak’taki Amerika’ya ver yansın ediyor…
“Hani
demokrasi getirecektiniiiizz…”diye yırtınıyor…
Sanırsınız
bir yol kazası olmayıp da mahut “teskere” kabul edilmiş
olsaydı Irak’a Türk ordusunu göndermeye can atan kişi o
değildi…
Sanırsınız bu
Erdoğan, Irak’a asker gönderilmemesi için savaşım verenlerin
en başında gelmekteydi…
Söylenilen
sözlerdeki tutarsızlıkların yanı sıra, ses tonundaki iniş
çıkışların ve “hitabet”teki beklenmedik yön değişimlerinin
yapay ve sağlıksız grafiği ise benim gibi başka birçok kişiyi
de tedirgin ediyor olmalıdır…
Başka
da ne söylenebilir, bilmiyorum…
(*) 12 yıl önce (18.11.2006)
bu sütunda yayınlanan yazımı kısaltarak bir kez daha
yayınlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.