Her siyasal dönemle birlikte dilin
toplumsal kullanım alanına yeni sözcükler girer.
Bu sözcükler kişisel yaşamlarımızda da
yer tutar, zihnimizde dolanıp durur.
AKP yönetimin dolaşıma soktuğu
sözcüklerin başında imam sözcüğü geliyor.
İmamlık kendi halinde, gösterişsiz, alçak
gönüllü bir meslekti.
Örneğin Nasrettin Hoca,sakalıyla,
kavuğuyla, cüppesiyle, tipik bir imamdır.
Halkın sevdiği, yarattığı, benimsediği, zeki,
hazır cevap,hoş görülü,sevimli bir tiptir.
Günümüzde ise imamlık bambaşka bir anlam
kazandı.
Öyle ki herhangi bir başka meslek sahibi
olmak için, öncelikle imam olmak gerekiyor.
İmam yargıç, imam hekim, imam öğretim
üyesi, imam milletvekili, imam başbakan, imam cumhurbaşkanı vb…
Bizim bildiğimiz, öğrendiğimiz,
alıştığımız, imamların sadece din görevlisi oldukları, başlıca
görevlerinin namaz kıldırmak, vaaz
vermek, dua edilmesi gereken törenlerde bu görevi yerine getirmek ve bunlara
benzer dinsel görevler olduğuydu.
Günümüzün imamı dinden çok siyasetle
ilgilenir oldu.
Gerçek anlamıyla baş imam diye
tanımlanabilecek Diyanet İşleri Başkanının, günümüzde siyasetin buyruğunda bir görevli olduğu gözler önünde bir gerçek..
Aşağıya doğru inildikçe, imamların her
biri de, 15 Temmuzda ve sonrasında
görüldüğü gibi siyasetin buyruklarını harfi harfine uygulamak zorundalar.
Uygulamayanın başına neler gelebileceğini
Dolmabahçe Camisi imamına yapılanlarda gördük.
Bazı meslekler için yarı şaka yarı ciddi olarak
söylenen, o mesleğin öğretildiği üniversitelerden her şey çıkar, ara sıra
gerçekten o meslekten olanlar da çıkar diye bir söz vardır…
Günümüzde imam ve hatip yetiştirmesi gereken
okullara bu söz tam tamına uymakta…
İmam Hatip yetiştiren okullardan her
meslekten insan çıkar arada bir din görevlisi de çıkar denebilir bu gün…
***
Üniversite öncesi okullar imam hatip
okullarına dönüştürülüyor.
Okul öncesi çocuklar, neredeyse bebekler, din
eğitiminden geçiriliyor…
Bunun anlamı nedir?
Toplumca, hep birlikte aklımızı mı
kaçırmaktayız?
Yaşamakta olduğumuz dünya yalan da, asıl gerçek olan öteki mi?
Fizik, kimya, matematik, akla gelebilecek
bütün bilimler yalan ve fasa fiso, tek gerçek dualarda dile getirilen her ne
ise o mu?
Bütün okullarının imam
hatipleştirilmesinin başkaca nasıl bir anlamı olabilir?
Yapılmak istenen şey laikliğin filan değil,
tek tek ve topluca gerçeklik algılımızın ortadan kaldırılmasıdır.
Buna karşı çıktığınızda da imamla
uyaklı idam sözcüğüyle karşılaşacağınızdan kuşkunuz olmasın…
***
Nitekim imam cumhurbaşkanınız bir ara
gündemden düşmüş görünen idam sözcüğünü yeniden dolaşıma soktu…
İdamdan yanayım diyor. Halk kabul ederse,
meclis onaylarsa, ben de onaylarım diyor. Ve belli ki bunların gerçekleşmesine
de can atıyor.
Böylece de, imam cumhurbaşkanının buyruğu,
Diyanetin onayı, çoğunluğu imamlardan oluşan meclisin kabulü ile idam cezasının
yasallaşmasına; imam savcıların talebi, imam yargıçların hükmü, imamlardan
oluşan yüksek yargı kurumlarının üst onayı ile idam cezasına çarptırılmaya; bir
imam desteğinde, imam bir savcı ve imam bir doktor gözetiminde, imam bir cellat
tarafından sehpaya çıkarılarak idam cezasını destekleyen dindar halkımızın zafer çığlıkları arasında bu yalan
dünyadan koparılıp öteki gerçek dünyaya gönderilmeye hazır
olmamız
gerektiği anlaşılıyor….
HALDUN TANER’İN MÜHÜRDARDAKİ
BÜSTÜ PARÇALANMIŞ.
BUNU YAPAN KİŞİ NASIL BİR
ALÇAK, NASIL BİLİNÇSİZ, AHLÂKSIZ,
KİMLİKSİZ,ONURSUZ BİRİ OLMALI Kİ
ÜLKESİNİN BÜYÜK BİR YAZARINA BÖYLESİNE KÖR BİR DÜŞMANLIK VE KİN DUYUYOR.
BU YARATIĞI ORADA BULUNMASI GEREKEN KAMERALARDAN TESBİT EDEREK CEZALANDIRMAK, TOPLUM ÖNÜNDE TEŞHİR ETMEK, BAŞTA
KAMU DÜZENİ SORUMLULARI OLMAK ÜZERE HEPİMİZİN GÖREVİDİR. İZLEYECEĞİZ:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.