Son birkaç zamandır dinletilerde, söyleşilerde, giriş konuşmasını yaparken ya da yeri geldiğini düşündüğümde, izleyicilere “Bugün Cumhuriyet okudunuz mu” diye soruyorum.
Bazen belki haddim de aşarak “Okuyanlar elini kaldırsın…”diyorum.
Sağ olsunlar, samimiyetimi bildikleri için olmalı,” Size ne bundan…” diyen olmadı bu güne kadar…
Fakat aldığım sonuç da hiçbir zaman iç açıcı olmuyor… Üç yüz beş yüz kişilik topluluklarda kalkan eller beşi onu geçmiyor ve bu beni çok üzüyor…Neden mi? O toplantılarda bu sonuç üzerine yaptığım kısa konuşmalardaki düşüncelerimi sıralayayım şimdi…
***
Üniversitelerde gençlere yaptığım konuşmaları bu konunun dışında tutuyorum.
Onların büyük çoğunluğu sadece gazete değil kitap okumada da bir hayli gerideler.
Çünkü okuma gıdalarını yazılı-basılı yayınlardan değil, başta cep telefonları olmak üzere dijital ekranlardan alıyorlar, ya da aldıklarını sanıyorlar…
Onlara okuma alışkanlığı kazandırmak, ulusal ve genel eğitim programlarının başlıca hedefi olmalıdır.
Bu sadece bir okuma sorunu değil, ülkemizin var oluşuyla, geleceğiyle ilgili yaşamsal önemde sorunların belki de en başında gelenidir.
***
Yukarıdaki soruyu yönelttiğim topluluklar, şiirlerimin okuru olmalarına karşın kimileri farklı dünya görüşlerinden gençler değil, çoğunluğuyla aynı görüşleri paylaştığımız, genellikle orta yaş ya da üstü kimselerdir.
Zaten beni şaşırtan da Cumhuriyet okurlarının onlar arasındaki azlığıdır.
Nedenini sorduğumda, aldığım yanıtların başında gazeteyi internetten izlemeleri geliyor.
Gazeteyi(ve özellikle de Cumhuriyet gibi bir gazeteyi) okumakla onu internetten izlemenin farklı iki şey olduğunu ısrarla anlatıyorum.
Gazeteyi yanınızda, cebinizde, çantanızda taşıyarak, her fırsatta, her yerde okuma şansızınız vardır.
Elektronik ekranda bunu her zaman aynı rahatlık ve kolaylıkla yapamazsınız.
Uzun bir makaleyi gazeteden okuma rahatlığına onu elektronik ekrandan okurken sahip olamazsınız.
Gazetenin sayfalarında dolaşırken kenarda köşede kalmış bir haber önünüzde çok önemli bir bilgi ufku açabilir.
Elektronik ekranda okuduklarınız ister istemez, ilgi duyduğunuz köşe yazarı ya da yazarlarını yazılarıyla sınırlı olacaktır. Haberlerin ise ancak başlıklarına göz atmakla yetinmek zorunda kalacaksınızdır..
Bu konuda Cumhuriyet gazetesinin yeri gerçekten özeldir. Çünkü Cumhuriyet sadece ciddi bir yazar gazetesi değil, ciddi bir haber gazetesidir.
Cumhuriyet gazetesini her gün okumayan herhangi bir kimsenin, Türkiye’nin siyasal ve kültürel gündemini, ciddi, doğru, eksiksiz izleme şansı olacağını düşünemiyorum
Bu düşüncemi bu gazetenin yazarı olmamda çok, onun sadık bir okuru olarak ısrarla,önemle tekrar ediyorum.
Sadece iktidarın emir ve komutasındaki gazeteleri değil,ülkenin belli başlı gazetelerinin hepsini Cumhuriyetle birlikte masaya yatırarak birkaç gün bir haber taraması ve karşılaştırması yapmak haklılığımı gösterecektir…
Özetle, Cumhuriyet okumamayı, onu elektronik ekrandan izliyor olma gerekçesi ya da bir başka gerekçeyle açıklamayı inandırıcı ve anlamlı bulmuyorum.
***
Fiyat konusu üzerinde düşünülmeye değer.
Fakat bu sorunun da büyük ölçüde baskı adediyle ilgili olduğunu bilmek gerek.
Satış(dolayısıyla baskı sayısı) arttıkça birim maliyet azalacak, bu da gazete fiyatına kuşkusuz ki yansıyacaktır.
Bilinçli okura, yanı sıra da ilerici, yurtsever, demokrat kurumlara Cumhuriyet’in okurunu çoğaltmak, satışını artırmak konusunda ciddi sorumluluk düşmektedir.
(Bu arada, yeri gelmişken, THY salonlarında ve dış uçuşlarda,boyalı basını üst üste yığan THY kurumunun Cumhuriyeti ve başkaca demokrat gazeteleri buralara almayışını ayıplıyor ve kınıyorum. Bu öncelikle yolcusuna saygısızlıktır.)
***
Eleştiri yapıcı olduğu ölçüde kuşkusuz ki öneli ve gereklidir.
Gazetemizin eleştirilebilecek yanları da vardır, olabilir.
Fakat bu gün Cumhuriyet’in gereksinim duyduğu, eleştiriden çok okur desteğidir.
Bugün Cumhuriyet okuru olmak bence, aydın ve yurtsever olmanın gereği ve sorumluluğudur.
Ataol Behramoğlu/Kültür ve Siyaset/230919
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.